Ali F. Bilir – Haşmet Akal’la tanışmam
http://www.alifbilir.com/
Sevgili Öğrenciler, 1956 yılında, ortaokul 1. sınıfta (şimdiki 6. sınıf) okurken yaşadığım, benim şair ve yazarlık yolunda adım atmamı sağlayan bir başka anımı da paylaşmak istiyorum sizinle. Dersimizin boş olduğu bir gündü… Çocukluk işte, ders boş olduğu için gürültünün dozunu biraz fazla kaçırmışız. Resim öğretmeni Haşmet Akal da nöbetçiymiş meğer. Birden onu karşımızda bulmayalım mı!.. Sınıf başkanı arkadaşımızın Haşmet Öğretmene verdiği yaramazlık (gürültü) yapan öğrenci listesinin içinde ben de varım. Numaramı okuyunca, ayağa kalktım, verilecek cezayı bekliyorum ki. Sıra arkadaşım (Burhan Özacun), “Hocam, Ali Bilir şiir de yazıyor,” demez mi!..Utancımdan yüzüm kıpkırmızı, arkadaşımın muzipliğine hem seviniyor, hem kızıyorum.. Sonradan öğrendim ki, Haşmet Akal hem şair hem ünlü bir ressammış… Bir anda bütün öfkesi kaybolmuştu sevgili öğretmenimin. Gözlerini kırpıştırarak, “Öyleyse, ceza yerine, yazdığın şiirlerden oku bakalım!” dedi. Başım üstüne, diyorum içimden sevinerek…Belleğimdeki şiirlerimden birkaçını okudum. Belli ki etkilenmişti. Elini omzuma koydu, “Benimle gel,” dedi. Birlikte sınıftan çıktık. Oradan doğruca, ikinci kattaki öğretmenler odasına götürdü beni. Çok sayıda öğretmen vardı odada. Haşmet Hoca yüksek sesle, “Size geleceğin genç şairini tanıştırayım!” dedi. Onlara da şiirlerimi okumamı istedi. Okudum. Bir alkış, bir alkış… İçimde utanma ve sevinme karışımı bir duygu… Türkçe öğretmenim Türkan Türkmen de vardı aralarında. “Şiir yazdığını neden bana söylemedin,” dedi, beni yüreklendiren güzel sözler söyledi. Ayrıca, o an kucağımın öğretmenlerin verdiği armağan kitaplarla dolduğunu anımsıyorum… Yalnız sınıf arkadaşlarımın arasında değil, okulda da adım şaire çıkmıştı o günden sonra. Yine o yıl, Haşmet Akal’ın seçici kurulda olduğu, okul düzeyinde, Mersin’in kurtuluşunu anlatan bir kompozisyon yarışması düzenlenmişti. Bu yarışmadan kazandığım ödülün değerini bugün daha iyi anlıyorum. Hemen anımsatayım: 1970 yılında sevgili anneme, çocuklarını bin güçlükle, özveriyle okuttuğu için, Mersin’de, Türk Kadınlar Derneği tarafından “Yılın Annesi Ödülü” verilmişti. Onu da rahmetle, sevgiyle anıyorum… Kitap sevgimle şiir yazma tutkum lise yıllarında da sürdü. Liseyi Adana Erkek Lisesi’nde parasız yatılı okudum. Okulumuzun güzel bir kütüphanesi vardı. Kütüphane memuru, güzel kitaplarla ve dergilerle buluşturuyordu beni. Ona da çok şey borçluyum. O yıllarda Yelpaze, adında, Türkiye’de, nerdeyse her eve giren bir dergi vardı. Bu derginin şiir köşesinde ilk şiirim yayımlandı. Yıl 1961, lise 2. sınıf öğrencisiyim… Üniversite yıllarım İstanbul’da geçti. Bu kez öykü yazmaya başladım. Neden derseniz, şiir, anlatmak istediğim duygu ve düşüncelerimi ifade etmeme yetmiyordu, belki bu yüzden… İlk öyküm 1967 yılında, Milliyet Gazetesi’nin sanat ekinde yayımlandığında, öykü yazarı olmayı kafama iyice koymuştum artık… Yazar, şairlik yolculuğum ve kitap sevgim böylece sürüp gitti… (*) 25. 12. 2008 tarihinde, ‘Mersin Sosyal Bilimler Lisesi’nde Yapılan Söyleşi’den…
No comments